Sıcak yaz günlerinde şehrin hengamesinden uzaklaşmak isteyen arkadaşlarını oraya götürürdü. Bazen günübirlik giderler bazen çadırlarla kamp kurarlardı. Bu sefer yalnız gitmek istedi. Dağların arasından geçti ve manzaralı serin Araç Yaylaları'na ulaştı. Yazın ortasında bile yaylaların serin olduğunu bildiğinden çantasında hep mont olurdu. Çivi kullanılmadan ahşap giydirme tekniğiyle yapılan yayla evlerinin çoğu boş olurdu. Ne zaman gitse sanki o evde yaşıyormuş gibi teras kısmına çıkar manzarayı izlerdi. Buz gibi yayla suyunu hızlı içmemesi gerektiğini de öğrenmişti, daha önce yaptığı ziyaretler sırasında. Bu keyfi yaşamak için yapılması gereken tek şey, Araç ilçesinin 20 kilometre uzağındaki 1.750 rakımlı yaylalarına ulaşmaktı. Kastamonu’ya geldiğinden beri gençleştiğini hissetti.